Genetik Testi

FAKTÖR II (Protrombin)

Normal pıhtılaşma 20 tane plazma proteinin rol aldığı komplex bir işlemdir. Bu işlem sonucu fibrin denilen bir protein oluşur ve kanama durur. Pıhtılaşmada rol alan bu proteinlerde bir arıza veya eksiklik olduğunda kanama şiddeti ortadan ciddiye doğru artar. Kanama bozukluğuna sebep olan proteinlerden biride Faktör 2 (protrombin)’dir. Kanda normalden az olması veya normal seviyede çalışmamasından dolayı pıhtılaşma olmaz . Faktör 2 bozukluğu otozomal resesif bir rahatsızlık olup iki türlüdür. Birincisi kalıtsal ikincisi ise sonradan oluşandır. Bazı hastalıklar veya alınan bazı ilaçlar ikincisine sebep olur. Bu sebepler arasında karaciğer rahatsızlığı, Vitamin K bozukluğu önemlidir. Karaciğer protrombin üretimini yavaşlatır veya durdurur. Vitamin K bozukluğunun sebebi ise uzun süreli antibiyotik kullanımı sonucu bağırsaklardaki düzensizlikler ve bu yeni doğanlarda besin alınımını bloke eder.

Semptomları:

  • Doğumda göbek kordonun kanaması, anormal adet kanamaları, doğumdan sonraki kanamalar, ameliyat sonrası kanamalar, burun kanamaları, ara sıra olan kas kanamaları.
  • Nanogen Uygulaması
  • PCR sonucunda istediğimiz mutasyon bölgesini çoğaltmış oluruz ve bu ürünleri elektroforez yardımıyla gözlemleriz. F2 177 baz çifti aralığındadır.

FAKTÖR V Leiden

Leiden mutasyonu insanlarda Faktör 5 pıhtılaşma yapımından sorumlu olan gendeki tek bir amino asidin değişikliğinden kaynaklanır. Faktör V mutasyonu, bacaklardaki derin ven trombozuna neden olan en önemli genetik risk faktörlerinden biridir. Derin Ven trombozunun en önemli riski damar içinde oluşan pıhtının yerinden koparak hayati bir organı besleyen damarda tıkanıklığa neden olmasıdır. Heterozigot bireylerde VT riski 4-8 kat, homozigotlarda 30-140 kat olmaktadır. Doğum kontrol hapı ve gebelik yüksek östrojen düzeyleri nedeniyle kanın pıhtılaşma eğilimini 4 kat arttırır. Oral kontraseptiflerde risk daha yüksektir. Gebeliğin ilk trimestirinde görülen tekrarlayan gebelik kayıpları Faktör 5 mutasyonuna sahip kadınlara risk % 30’a çıkmaktadır. Aktif protein C rezistantı olarak da bilinir. Protein S eksikliğinde %39 G1691A mutasyonu, protein C eksikliğinde % 14-19 R506Q geninde mutasyonu olur.
PCR sonucunda istediğimiz mutasyon bölgesini çoğaltmış oluruz ve bu ürünleri elektroforez yardımıyla gözlemleriz. FV 228 baz çifti aralığındadır.

Tarama kimlere yapılmalıdır.

  • 50 yaşından önce toplardamarlarda pıhtılaşma (venöz tromboz) geçirenler.
  • Tekrarlayan venöz tromboz atakları geçirenler.
  • Atipik damarlarda tromboz geçirenler.
  • Gebelikte, lohusalıkta ya da doğum kontrol hapı kullanırken venöz tromboz geçirenler.
  • Ailesinde venöz tromboz öyküsü olan kişilerde ilk kez VT ortaya çıktığında.
  • Ailesinde bilinen faktör V Leiden mutasyonu olanlar.
  • Gebeliklerinde açıklanamayan şiddetli preeklempsi, abruptio plasenta ve rahim içi genişleme geriliği olanlar.
  • 50 yaşından önce kalp krizi geçiren ve sigara içen kadınlar.

MTHFR(metilentetrahidrofolat redüktaz)

İnsan MTHFR geni, kromozom 1p36.3’de lokalize olmuştur ve 656 aa’ten oluşan MTHFR enzimini kodlar. Folat metabolizmasında önemli bir enzimdir. MTHFR’de olan mutasyonlar enzimde inaktivasyona neden olarak kardiyovasküler ve serebrovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörü olan hiperhomosisteinemi ve homosisteinüri oluşmasına neden olur. MTHFR mutasyonuna bağlı olarak periferal nöropati, gelişme geriliği, hipotonia, strok, tromboz gibi klinik özellikler görülür. MTHFR’nin C677T polimorfizminin, kardiyovasküler hastalıklar, nöral tüp kusurları, strok, Down sendromu, meme,endometrial ve ovarial kanseri gibi hastalıklarda bir risk faktörü olduğu açıklanmıştır. Örneğin stroklu hastaların artan homosistein düzeylerine sahip olduğu belirlenmistir. Homosisteinin damar endoteline zararlı etkilere neden olduğu bilinmektedir. Bu trombozise sebep olur. MTHFR polimorfizmi ile birlikte oluşan folat eksikliğinin, nöronal gelişimi etkilediği ve nöral tüp kusuru oluşumunu arttırdığını göstermiştir. C677T mutasyonun diyabetik popülasyonlarda sıklığı yüksektir. Aynı zamanda migren için de bir risk faktörü olduğu ileri sürülmüştür.
PCR sonucunda istediğimiz mutasyon bölgesini çoğaltmış oluruz ve bu ürünleri elektroforez yardımıyla gözlemleriz. MTHFR 178 baz çifti aralığındadır

BETA TALASSEMİ

Çocukluk yaşlarında ortaya çıkan kalıtsal hastalıklar içinde en yaygın olanları hemoglobinin moleküler hastalıklarıdır. Beta talasemi hemoglobinin beta globin polipeptid zincrinin sentezlenmemesi ya da sentezinin azalması sonucu oluşan bir kan hastalığıdır. Akraba evliliklerinin sık olduğu bölgelerde durum daha ciddidir. Türkiye genelinde taşıyıcılığı %2-3 kadardır. Akdeniz bölgesi ve Batı Trakya göçmenleri arasında bu oran %10’a kadar çıkar. Taleseminin önlenebilmesi için taşıyıcıların belirlenmesi, genetik danışma verilmesi ve doğum öncesi tanı yapılması gerekir. B-Talesemi otozomal resesif kalıtım gösterir. Beta geni 11. kromozom üzerinde yer alır. Gen üzerinde yer alan mutasyonlar beta globin zincirinin yokluğu veya eksikliği ile sonuçlanır. Hastalarda hemoglobin yapımı çok yetersizdir. Şimdiye dek 200 gen mutasyonu saptanmıştır. Genetik mutasyonun araştırılması bir sonraki bebeğin prenatal tanısında da gerekeceğinden önemlidir. Türkiye’de en sık görülen mutasyonlar:

-30 (T>A), FCS8, FCS8/9, IVSI-1 (G>A), IVSI-6 (T>A), IVSI-110(G>A), IVSII-1 (G>A), IVSII-745 (C>A)
IVSI-110 ciddi hastalık tablosuna yol açarken, IVSI-6 hafif belirtiler gösterir.

AİLESEL AKDENİZ ATEŞİ (FMF)

MEFV geni 16. kromozomunun kısa kolunda 10 eksondan oluşmuştur ve 781 aa’ den oluşan marenostrin olarak adlandırılan bir proteini sentezler. Genin klonlanmasıyla birlikte hastalıkla ilgili mutasyonlar tanınmıştır. Türk toplumunda en sık görülenler:
E148Q (G>C), M680I (G>C), M694V (A>G), M694I (G>A), K695R (A>G), V726A (T>C), A744S (G>T), R761H (G>A).
Hastalığın en önemli ve hayatı tehdit eden komplikasyonu sekonder Amiloidoz gelişimidir. Hastalığın birbirinden bağımsız iki ayrı klinik tablosu vardır. Ani başlayan ve kısa süreli karın, göğüs veya eklemlerde ağrı ile birlikte ateş olması. Amiloidoza yol açar. Amiloidoz, protein amiloid’in vücutta anormal şekilde depolanması sonucu meydana gelen hastaları tanımlar. Belirtileri hangi dokuların ve organların etkilendiğine bağlı olarak çok çeşitlik gösterir. Tedavisi yoktur.

Analiz yapılacağı durumlar:

  • Ailede FMF hastalığının olması.
  • Ailenin Akdeniz ırkından olması
  • Hastalığın başlangıç yaşının 20’den küçük olması.
  • Atakların tipik olması ve özellikleri.
  • Hastanın ataklar esnasında istirahate ihtiyaç duyması.
  • Ataklar arasında semptomsuz dönemler olması.
  • Enflamasyonu gösteren bazı lab. verilerinin olması; Lökositoz, sedimantasyon hızının artışı, *serum Amiloid A ve fibrinojen değerlerindeki artış.
  • Dönem dönem proteinüri (idrarda protein çıkması) ve hematüri (idrarda kan olması) olması.
  • Laparotomi ve appendektomiden bir sonuç elde edilmemiş olması
  • Hastanın anne-babasının akraba evliliği yapmış olması.

Primer infertilite(sebebi yapılan araştırmalara rağmen bulunamamış kısırlık) ve düşük yapma ihtimali FMF li kişilerde normal kişilere göre daha fazla görülür. Bu nedenle amiloidozu olan FMF hastalarına gebe kalmamaları önerilir.

Leave a Comment