Pet Çekimi (PET/CT) Nedir?

PET/CT Kanser tanısı ve tedavisinin izlenmesinde günümüzde kullanılan en gelişmiş yöntemdir. PET/CT iki teknolojinin birleşiminden oluşur. PET (Positron Emmission Tomography), hücrelerin fonksiyon ve metabolizması hakkında bilgi verirken, CT de anatomik veri sağlar. Tek seansta hem hücrelerin metabolik fonksiyonu hem de anatomisi 3 boyutlu olarak görüntülenirken ayrıntılı ve kesin bilgiler elde edilir. Bu şekilde, hastanın durumu hakkında en iyi bilgi elde edilebilir ve özellikle kanser hastalarında en iyi tedavi şekline karar verilebilir. PET/CT cihazı ile küçük tümörler bile kolaylıkla tespit edilebilir.


PET/CT sayesinde, hücrelerde oluşan değişiklikler görüntülenerek, hastalara erken tanı konulabilmektedir. Böylece hastalara erken ve etkin tedavi uygulanıp yaşam süresi ve kalitesi artırılabilmektedir.


PET/CT sistemi, radyolojik görüntüleme yöntemiyle tespit edilemeyen kanser – tümör dokularını saptayabilmekte, iyi ya da kötü huylu olduğunu tespit edebilmektedir. 
Kanser hastalığının derecelendirilmesi ve tanı esnasında evrelendirilmesi de PET/CT sistemiyle yapılabilmektedir.


Radyoterapi, kemoterapi ve cerrahi operasyon sonrasında o bölgedeki canlı tümör dokusunun ayrımını yapmak da PET/CT avantajlarındandır.


Ayrıca hastalığın tekrarlamasının ve yinelemesinin değerlendirilmesi, radyoterapi dozunun ayarlanması ve kanserli yerin belirlenmesi PET/CT sistemi ile yapılmaktadır.


PET/CT Hangi Hastalıklarda Kullanılır?

  • PET/CT, onkolojik hastalıkların teşhisinde, evrelendirilmesinde (yaygınlığın belirlenmesinde) ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesinde kullanılmaktadır
  • Onkolojik hastalıkların dışında, kalp krizi geçiren hastalarda kalp kasında canlı doku varlığını belirlemede kullanılabilmektedir.
  • Nöroloji alanında epilepsi (sara) odaklarının doğru biçimde belirlenmesinde kullanılmaktadır.
  • Alzheimer gibi hastalıkların erken dönemde yakalanmasını sağlamaktadır.


PET/BT (PET/CT)’nin Onkolojideki Endikasyonları

  • Kanserli Dokunun Saptanması: Kanserin yayılımı (metastazı belirlenmiş) saptanmış bir hastada, hastalığın kaynağının belirlenmesinde kullanılmaktadır.
  • İyi Huylu – Kötü Huylu Hastalık (Benign-malign) Ayrımı: Herhangi bir anatomik görüntüleme yöntemi ile saptanan kitlenin kötü huylu ya da iyi huylu olduğunun ayrımı spesifik olarak yapılabilmektedir. Bu yöntemle soliter akciğer nodüllerinde torakotomi endikasyonu konulması konuya iyi bir örnektir.
  • Kanserin Derecelendirilmesi – Tümör Malignite Derecesinin Belirlenmesi: Tümörde ne kadar yoğun aktivite tutuluyorsa, tümör o ölçüde kötü huyludur. Bazen bu bulgu, yapılacak tedaviye yön gösterici olabilmektedir.
  • Tanı Anında Evrelendirme: Herhangi bir kanserin teşhisinden sonra evreleme ve buna göre uygun tedaviyi belirlenme oldukça büyük önem taşımaktadır. Akciğer kanseri, lenfoma ya da özofagus kanserinde tümör odağı dışında diğer alanlarda metastazın varlığının saptanması (evreleme) daha sonra yapılacak tedavide belirleyici olmaktadır.
  • Tedaviye Yanıtın Değerlendirilmesi: Tedavi öncesi tarama ile tedavi sonrası tarama, tümörün yapılan tedaviye yanıtını objektif olarak değerlendirmemize olanak vermektedir.
  • Hastalığın Tekrarlaması: Tümör belirteçlerinin yükseldiği vakalarda (kolorektal kanserde CEA, tiroid kanserinde tiroglobulin gibi), rekürrens varlığında ve yerinin belirlenmesinde etkindir.

PET/CT Nasıl Uygulanır?
Hastalara ilaç enjekte edildikten sonra vücutta dağılması için 45-60 dakika arası beklenir. Bu süre dolduğunda tarama başlar. Tarama 35 – 45 dakika sürer. Gerekirse ek çekim yapılır.


PET/CT Kimlere Yapılmaz?
FDG’nin herhangi bir alerjik reaksiyonundan bahsedilmemiştir. Ancak radyasyonun etkilerinden dolayı gebelerde ve FDG’nin süte geçebilmesi nedeniyle süt veren annelerde yapılmaması önerilir. Süt veren olgularda gerekli olursa annenin tetkik yapıldıktan sonra 24 saat sütünü sağıp atması önerilir.


Hasta Hazırlığı Nasıl Yapılır?
İşlemden önce en az 4 saatlik açlık gerekmektedir. Bu süre içinde yemek yenmemeli, kalorili içecekler içilmemeli, sakız çiğnenmemelidir. Bununla birlikte istenilen düzeyde su içilebilir.


Şeker hastalığı olanların randevu alırken rahatsızlığı hakkında bilgi vermesi ve doktorundan alacağı talimatlara uyması gerekir.       
         
İnsulin ve oral antidiabetikler hariç kullanılan diğer ilaçların kesilmesine gerek yoktur.

Tetkik öncesi 24saat ağır efor yapılmaması gerekir.

Tetkik günü rahat kıyafetler giyilmeli, metal aksesuarlar kullanılmamalıdır.


Görüntüleme Metodu Nasıldır?
Tetkik başlarken önce kan glukoz düzeyine bakılır. Kan glukoz düzey normal sınırlarda ise intravenöz yoldan FDG enjekte edilir. Eğer kan glukoz düzeyi yüksek ise insulin ile kan glukoz düzeyi normal seviyeye getirilmeye çalışılır. Enjeksiyonu takip eden 45-60 dakika boyunca hasta, konuşmadan istirahat eder. FDG glukoz benzer bir madde olmasına rağmen metabolizmaya girmemesinden dolayı herhangi bir reaksiyona sebep olmaz.


Çekim önce pelvik değerlendirmenin net yapılabilmesi için tuvalete gidilmesi gerekir.
Öncelikle tüm vücut CT görüntüsü, ardından PET görüntülemesi kesintisiz olarak yapılır.
Cihaz açık bir sistem olup, sistemin çapı 70 cm kadardır. Kapalı alan korkusu olan kişiler bile bu sistemde kolaylıkla görüntülenebilir.
Çekim esnasında hastanın konuşmadan gözleri kapalı olarak yatması gerekir.
Ortalama 30 dakikada görüntüleme tamamlanır.
Toplam tetkik süresi 2-3 saat kadar sürmektedir.


Koleraktal tümörlerde PET?
FDG PET/CT kullanılması abdominal lenf nodlarının doğru olarak saptanmasında yararlı olmakta ve başarıyı artırmaktadır.


Rekürrensin takibinde ise radyolojik görüntüleme yöntemleri, klinik değerlendirme ve CEA düzeyleri kullanılmaktadır. Ancak BT ile cerrahi sonrası değişiklikler ile rekürrens ayrımı, normal boyutta olan lenf nodundaki metastaz hakkında bilgi edinilemez. Bu olgularda FDG PET kullanılmakta olup, çok başarılıdır. Tümör metastazı morfolojik olarak normal büyüklükte ve yapıda olsa bile saptanabilir. PET/CT kullanılması başarı oranını daha da artırmaktadır. Özellikle rektal tümörlerde uygulanan cerrahi ve radyoterapi sonrası olan dokunun rekürrensten ayrımı oldukça zor olmaktadır. PET/CT ile presakral lezyonlarda benign ve malign ayrımı büyük bir başarı ile yapılabilmektedir.


Karaciğer metastazlarında kontrast BT uygulaması ile PET/CT görüntüleme yöntemi aynı başarı oranına sahiptir. Karaciğer rezeksiyonu uygulanan olgularda ise PET/CT’nin daha sensitif olduğu izlenmiştir. Lokal rekürrens ve karaciğer dışı metastazların BT’de üçte birinin saptanamadığı oysa PET/CT ile bu lezyonların yüksek başarı ile saptandığı bildirilmiştir. PET görüntüleme yöntemi özellikle rekürrens takibinde endikedir. Yanlış sonuçlardan kaçınmak için kemoterapi ve radyoterapi zamanı önemlidir. Kemoterapide en az 3 hafta, radyoterapide 3-6 ay sonra PET yapılması önerilir.


PET/CT’nin Avantajları Nelerdir?

  • Kanserli hücrelerin erken evrede ve doğru olarak teşhis edilmesine olanak sağlar.
  • Nüksler (tekrarlama) daha erken tespit edilir.
  • Mükemmel görüntü kalitesine ve çözünürlüğe ulaşılır.
  • Çok daha kısa sürede tamamlanabilir.
  • Radyoterapi ile tedavi edilen tümör daha etkin biçimde ışınlanabilir. Bu şekilde çevrede bulunan sağlıklı dokular korunur

    Onkolojik hastalıkların yayılmasının tespitinde önemli rol oynayan sentinel lenf nodunun belirlenmesi, ROLL yöntemi ile palpe edilemeyen meme lezyonlarının lokalizasyonu ve paratiroidektomi gibi operasyonlar öncesi lezyon yerinin tam belirlenmesi intraoperatif gama probe yardımı ile yapılmaktadır.


PET-CT ile onkolojik, kardiyo-vasküler ve nörolojik incelemelerin yapılması mümkündür.


Bölümümüzde tiroid hastalıklarında ayaktan radyoaktif iyot tedavisinin yanı sıra özellikle kemiklere yayılmış onkolojik hastalıklarda palyatif ağrı tedavisi, uygun lenfoma tiplerinde radyoimmünoterapi de gerçekleştirilmektedir. 

Leave a Comment